
Siya önümde yolu bana göstererek yürüyordu bende arkasından Erelath denilen büyülü diyarı izliyordum. Gördüklerim duyduklarım hiçbir şey burayı anlatabilmem için yeterli değildi. Ben şaşkın şaşkın etrafımı izlerken Siya yandan bana gülümsediğini anlayabiliyordum “ Çok mu ilgini çekti Kalp Anahtarı” diyerek ciddiyete büründü. “ Nasıl bir yer burası anlatır mısın?” Sorduğum soruya tek kaşını kaldırdı derin bir nefes verdi.“Erelath Kalp Anahtarı, gördüğün gibi gecedir. Gündüz olmaz lanetlendiği günden beri. Gökyüzünün yalnızca geceyle süzüldüğü bir diyardır. Bu karanlık seni ürkütmesin. Karanlık burada geldiğin diyar gibi korkunç değil huzur verir. Ay, yıldız ve gölgeler arasında ritmik bir denge vardır. Geldiğin evrendeki gördüğün silüeti olmayan gölgeler burada beden bulur. Geceler sessiz değildir burada. Gölgeler fısıldar o sessizliğin içinde. Erealth’ın tepelerinde havada asılı duran tepeler vardır . Bu tepelerde Alora ırkı yaşar . Her biri rüzgar büyüsüne sahiptir. Bilgelikle tanınırlar ama diğer ırklardan uzak yaşarlar. Bazıları büyücüler tarafından kutsanmış bazıları eski savaşlardan kalma kalıntı şeklindedir. O adalara gitmek hem çok tehlikeli hem çok zordur. Sana ilk hediyeni veren ağaç Gölgelerin kalbi olan büyük ağaçtır. Gölgelerin tarihini geçmişini saklar her bir yaprağında büyülüdür. Tarihimizde Büyük büyücüler tarafından yaratılmıştır. Ve sadece Kalp Anahtarına yani sana kalbini açar, sana bağlıdır. İleride gördüğün sisli alan Shilaen ırkına aittir. Ay ışığında bedenlerini çok iyi saklayabilirler. Onlar hem korur hem sisleri ile saklarlar. Çok önemli yetenekleri de vardır. En önemli yetenekleri unutulmuş anıları geri getirebilirler. Ve ayak bastığın bu topraklar Erealth’ın başkenti Siyara yani senin şehrin Gölge şehridir. “Siya ben neden buradayım peki? “ Öğreneceksin” biraz daha yürüdükten sonra karşımda uçurumun ucunda duran tüm ihtişamlığı ile bize bakan eve gelmiştik. Dışı taşlardan örülmüş göğe doğru sivrilen 3 katlı bir binaydı. Kapısına yaklaştıkça kapısında kalp şeklinde bir oyuk olduğunu fark ettim. “ Burası senin evin Nazira sen buraya gelmeden yıllar önce yapıldı ve tüm büyücülerin koruma büyüsü ile sarıldı senden başka kimse bu kapıyı açamaz. Sadece Kalp Anahtarı olan bu kapıyı açabilir yani sen” bir yandan kapıya bir yandan Siya’ya bakıyordum. “ Nasıl açılacak bu açıl susam açıl mı diyeceğim?” diyerek bir kahkaya attım. Hiçbir şey anlamamış şekilde o da bana bakıyordu. “ Farklı dünyaların insanıyız Siya boş ver” diyerek gülmemi genişlettim. Bir anda ellerimi tutarak “Seninle beraber senin yanında büyüdüm ben Nazira sen farkında değildin görmüyordun sadece. Ağlarken gülerken hep yanındaydım ben senin ayrıca sen o dünyanın değil bu dünyanın kızısın bunu bir an önce sindirsen ve geçmişini öğrensen çok iyi olacak” diyerek ellerimi bıraktı. Ne olmuştu ki bir anda ne demiştim ben sadece küçük bir şaka yapmak istemiştim. “ Kapıyı ruhunla açabilirsin sadece elini kalbine koy ve kapının açılmasını dile” korkuyordum ama cesaret etmeye hazırdım. Gözlerimi kapatıp içimden kapının açılmasını diledim ve saniyeler içinde kapının yavaşça gıcırdama sesini duydum. Gözlerimi açtığımda Siya gözlerini kısmış beni inceliyordu. Ona döndüğümü anlayınca kapıyı işaret ederek kafasıyla gir işareti yaptı. İçerisi o kadar büyük ve o kadar ferah bir yerdi ki tavanından gökyüzü açık bir şekilde görünebiliyordu. Her tarafta sütunlar vardı ilerledikçe her bir yerde farklı kapılar olduğunu gördüm. “ Neden bu kadar kapı var burada?” “ Çünkü Nazira her bir kapının farklı görevleri var senin için. Zamanı geldiğinde bunları öğreneceksin. Şimdi seni odanla tanıştırayım ister misin bu arada bir misafirin gelecek birazdan onu da beklemiş olalım ?” Duyduklarım karşısında tek kaşım istemsiz kalkarak Siya'ya baktım "Misafir mi ben kimseyi tanımıyorum ki burada “ "Gelirken anlattığım Shilaen ırkını hatırlıyor musun anıları geri veren o ırktan biri gelecek senin anıların için hazır değil misin öğrenmeye?” Hazır mıyım değil miyim bende bilmiyordum ki öğreneceklerimden o kadar korkuyordum ki. Hiçbir şey demeden yürümeye devam ettim odamı görünce eski odamla aynı olduğunu fark ettim. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Teyzem eniştem benim yokluğumu fark edince neler yapmışlardır? Teyzem nasıl üzülmüştür? Eniştem benim için ne korkulara kapılmıştır? Hepsi bir bir gözlerimin önünden geçmeye başladı. Siya beni görünce ne olduğunu anlamış gibi “Teyzen ve enişteni düşünüyorsun değil mi? Ama bizim de yapacak bir şeyimiz yoktu zamanımız tükeniyor Nazira” “ Onlarla iletişime geçebilme gibi bir yolum yok mu?” “Hayır maalesef” gözlerimden yaşlar akmaya devam ederken aşağıdan kapıdan sesler gelmeye başladı. “Neler oluyor?” Misafirin geldi Kalp Anahtarı kapıyı açmaya gitmek istemez misin? Yavaşça odadan çıktım duyacaklarımdan korktuğum için adımlarımda çok yavaştı. Kapıyı açınca turuncu saçlı ela gözlü uzun boylu bir çocuk önümde eğilmeye başladı. “Hazır mısınız?” tüm cesaretimi toplayarak “Hazırım” dedim. İçeriye girdikten sonra elinden çıkardığı beyaz tüyü kalbimin üzerine dokundurttu. O an etrafımda olan her şey buhar gibi dağılmaya başladı. Bastığım yer ayağımın altından kaymaya başladı, ışıklar bir girdap gibi etrafımda dönmeye başladı ve ruhum bir anda bu zamandan soyutlanarak başka bir zamana sürüklendi...
Nazira’nın Doğduğu Gün
Karanlık bir ormanın ortasında gökyüzünün simsiyah olduğu bir gecede Zemhera Gecesinde bir bebek kurtarıcısı olduğu diyarda gözlerini açtı. Erelath’ta her 400 yılda bir gerçekleşen bir doğum anı. Doğan bebeğin kalbinden ışıklar yayılmaya başladı. Etrafındaki tüm varlıklar, gölgeler, kadim ruhlar, gölgelerinin kalbinden gelenler hep bir ağızdan fısıldayarak ”Kalp Anahtarı doğdu... Erealth bir kez daha nefes aldı” demeye başladılar. O anda bir şey oldu sesler tüm diyarı sardı ve etrafları bir anda karardı. Gökyüzünden bir çatlak belirdi. Arkhialar ilk kez saldırmaya başladı. Erealth’ın kutsal topraklarına Nazira daha küçücük bir bebekken lanet düştü. Kutsal şehir lanetlenip, yıkılıp düştü. Bir büyücü olan Vereat Arkhialar’ın Kalp Anahtarına zarar vermemesi için onu kaçırıp başka bir dünyaya gönderdi ve yanında tek bir şey bıraktı. Kalbine mühürlenen gölge izi. Zamanı geldiği zaman gölge izi ile Erelath’ın kurtarılacağını çok iyi biliyordu çünkü.
Günümüz
Gözlerimi açtığım anda gözyaşlarımla birlikte dizlerimin üzerine çöktüm. Gözyaşlarım acıdan değildi asla hatırlamaktan gelen güçtendi. Siya omzuma dokunarak “Sen hatırlayan anahtarsın. Ereltha seni hiç unutmadı hep bekledi ama asıl mesele şu sen kendini hatırladın mı Nazira?” Yavaşça dizlerimin üstünden doğruldum kalbimin üzerindeki tüyü yavaşça elime aldım. “Ben hatırladım. Ben Nazirayım Zemhera gecesinde doğmuş gölgelerin kızı Erealth’ın Kalp Anahtarıyım. Ben ışıkla gölge arasında doğmuş kalbi ikisine de ait olan varisim ve ne olursa olsun yuvamı geri alacağım!”
ns3.144.149.8da2