×

Penana
US
search
Loginarrow_drop_down
Registerarrow_drop_down
Please use Chrome or Firefox for better user experience!
  • Writer
    Tomris
    Tomris
    Kendi dilim olan türkçeyi ingilizceye cevırınce anlam butunlugum bozuluyor:(
    See more
campaign Request update 0
Report this story
ŞİRA bölüm 2
PG-13
501
0
0
70
0


swap_vert

Dışarıdan domuz sesleri duyuluyordu...


İnlemeyle homurtu arasında gidip gelen bu sesler, gecenin sessizliğini yırtıyor, kulaklara sanki derinlerden gelen bir uyarı gibi çarpıyordu. Sanki sürü halinde değil, tek bir canavarmış gibi birleşmişlerdi. Her birinin ayak sesi, öfkeyle çarpıyor; yere her bastıklarında zemin hafifçe titriyordu.
Evler sanki yorgun birer nefes alıyor gibi insanları içine çekiliyordu…

Tek tek evlerin kapısını açıyorlardı.
Kapıların gıcırtısı, ölü bir kuşun kanat çırpışı gibi zavallı ve çaresizdi.İçerde insanın olup olmadığını anlamaya çalışıyorlardı.
Evlerin içindeki hava, yoğun bir korkuyla doluydu. İnsanlar, evlerinin altına kazdıkları daracık mahzenlerde, soğuk taş duvarlara saklanmış halde bekliyorlardı. Nefes almaya çalışırken bile korkuyorlardı…
Karanlık, sadece dışarıda değil; içeride, insanların yüreğinde de geziniyordu.

İşte o gece olmuştu.
Dokuz günde bir, Tamag açılırdı...Yeraltının o derin, kemikli çukuru.
Ve Erlik krallığından çıkardı...
Ay bu gecelerde saklanır, rüzgar susar, ağaçlar bile kımıldamayı bırakırdı. Çünkü yer, Erlik'in adımlarıyla sallanırdı…

Beslenmesi gerekiyordu.
Ve Erlik'i güçlü kılan tek şey vardı: çocuk eti .
Taze, korkuyla yoğrulmuş, umutla dolmuş ama henüz hayatı tam tanımamış bir ruhun taşıdığı beden. Onun gücü, işte buradaydı...

Eğer halk ona kurban verirse, Erlik'in yere çıkışı ertelenirdi .
Geçici bir rahatlık. Sadece biraz daha zaman…

Bu gece şans Erlik'ten yanaydı…
Bir çocuğun sırtına almış, hızla  uzaklaşıyordu...

Çocuk panikten mahzene inememişti.Evin içindeki sandığa gizlenmişti.Domuzlar kokusunu hemen almiştı...Buda onun yakalanmasına neden olmuştu.

Annesi ve babası, çaresizlikten onu kurtarmak için çabalasalar da, her şey nafileydi . Erlik domuzlarıyla birlikte, saniyeler içinde yer altına inivermişti . ..Ailesi onun arkasından bakakalmıştı...

Herkes kulaklarını dikmiş dinliyordu;  ne olduğunu anlamaları için sadece dinlemekle yetiniyorlardı...Herkes gizlendikleri yerlerde donup kalmıştı...

Bir süre daha dinlediler...Sessizlikten gittiğini anlayınca evlerınden cıktılar...Şira da onu apar topar saklayan kadınla beraber köylülerin yanına geldi.

Evinden en son çıkan kişi Köyün Kam'ı Sungur Bey'di .
Sungur Bey, babayiğit, orta boylu, esmer, güçlü ve bilge bir adamdı… Kam, insanların hepsini topladı ve sert bir şekilde sözlerine başladı:
“Bu düzen, bu şekilde devam edemez. Geleceğimiz olan çocuklarımızı bir bir kaybedıyoruz.Bir çıkar yol bulmak için, atalarımın ruhlarıyla konuşup geleceğim”...

Şira, bu sözleri duyunca iyice şaşırmıştı . O ses… O ses dedesinin sesiydi…
Neden buradayım? Neden bir  Kam olduğunu şimdi öğreniyorum?

Şira adeta bir bilinmezlik kuyusuna düşmüştü…Dedesinin genç halinden birkez daha anladı ki zamanda geriye gitmişti...

devam edecek…

favorite
coins
0 likes
Be the first to like this issue!
swap_vert

X
Never miss what's happening on Penana! Close