Nazira...
Doğduğu evreni unutturacak kadar uzak bir dünyada ama ruhunda gölgelerle konuşan büyük gücü ile büyür.
Küçük yaşlardan itibaren rüyalarında göğe asılı şehirler, sisler içinde ona fısıldayan varlıkları görür. Ama hiç kimse ona nedenini söylemez.
Bir büyücü onu Erealth adındaki gizemli bir evrenden dünyaya göndermiştir. Çünkü Nazira'nın kendisi bir anahtardır.
Gün gelir içindeki mühür kırılır...
Ve Nazira gerçek kimliğini Kalp Anahtarı olduğunu öğrenir.
Erealth artık tehlikededir.
Gölgeler şehri düşmüş,
Rüzgarlar susmuştur...
Işıkla karanlık arasında bağ kopmuştur.
Nazira artık kendi içindeki gölge ile yüzleşmeli ve Erealth'ın unuttuğu umutları hatırlatmalıdır.
BU SADECE BİR KURTULUŞ HİKAYESİ DEĞİL
Bir aidiyat, dostluk, cesaret ve yeniden doğuşun hikayesi...
Çünkü bazen dünyanı bulmak için evrenden düşmen gerekir...
Fontaine'de yedi boyut vardı. İnsanoğlu birinci boyutta, Canavarlar ikinci boyutta, Asiller üçüncü boyutta, Hoş kalpler dördüncü boyutta, Periler beşinci boyutta, Cehennem altıncı, Birleşik Krallık ise yedinci boyutta yaşamaktaydı.
Fontaine'de altı boyut birbirlerinin varlığını bilirdi ama bir boyut diğerlerinin varlığından haberi yoktu. İnsanların boyutu..
Beş tane apayrı kıta ve bunların tam ortasında yer alan ve bu kıtaları birleştiren Birleşik Krallık. Gelmiş geçmiş en büyük ve en görkemli krallık olduğu şüphesizdi. Kıtaların arası büyük okyanuslarla çevriliydi. Boyutların okyanus olarak bilinen yerinde insanoğlu yaşıyordu. Yani bir insan olarak düşündüğümüz zaman aslında bu altı boyutun varlığı gerçek dışıydı.
Veyahut şöyle mi demeliyim; diğer boyutlarda yaşayan halk için de insanoğlu diye bir şey yoktu.
Peki, acaba yok muydu?